Subway’in Kurucusunun Beş Parasız Üniversite Hayatından Sandviç İmparatorluğuna Uzanan Azim Dolu Başarı Hikâyesi
Sıradan bir gencin azim ve yaratıcılıkla dünya çapında başarı elde edebileceğini gösteren Frederick Adrian DeLuca, birçok kişiye ilham olabilecek bir hikâyeye sahip.
Eğer hayalleriniz ve eğitiminiz arasında bir çizgideyseniz bir de bu serüveni okumalısınız.
İlk adımlar: küçük bir kıvılcım
1965’e dönelim. Henüz 17 yaşında olan Fred DeLuca, üniversite eğitimi için gereken parayı biriktirmeye çalışıyordu. Doktor olma hayalinin yanı sıra iş bulma konusunda sıkıntılar yaşıyordu ve ailesinin maddi durumu da ona yeterli desteği sağlayamıyordu.
İşte tam bu noktada, hayatını değiştirecek o fikir geldi. Aile dostları Dr. Peter Buck, Fred’e bir sandviç dükkânı açmasını önerdi ve bu işin başarılı olabileceğine inandı. Buck, Fred’e işini kurabilmesi için 1000 dolarlık bir yatırım yaptı ve böylece Fred’in ilk adımı atmasına yardımcı oldu.
Subway’in doğuşu
Fred, küçük sermayesiyle Connecticut, Bridgeport’ta “Pete’s Submarines” adlı ilk sandviç dükkânını açtı. Başlangıçta işlerin yolunda gitmesi için gece gündüz çalıştı. Fred, insanların ilgisini çekebilmek için mağazanın dışına büyük tabelalar astı ve olabildiğince dikkat çekmeye çalıştı.
Ancak dükkânın konumunun kötü olmasından dolayı da işler planladığı gibi gitmedi ve mağaza, ilk birkaç ay boyunca beklenen müşteri kitlesine ulaşamadı. Fred, bu zorlu süreçte pes etmedi ve sürekli olarak işini geliştirmek için yollar aradı.
Yenilikçi yaklaşımla devran döndü.
Fred ve Buck, işlerinin daha fazla müşteriye ulaşabilmesi için dükkânın ismini daha akılda kalıcı ve kısa bir isimle değiştirmeye karar verdiler. Böylece “Subway” doğdu. Fred, Subway’i diğer fast food zincirlerinden ayıran bir özelliğe odaklandı: müşterilerin gözleri önünde taze ve kişiye özel hazırlanan sandviçler sunmak.
Ayrıca onlar, fast food alternatifinde sağlığı da ön planda tuttu. Bu yaklaşımları kısa sürede büyük ilgi gördü ve Subway’in büyüme hızını artırdı.
1974’e gelindiğinde Fred ve Buck, franchising modeline geçmeye karar verdiler. Bu sayede Subway’in her köşede açılan şubeleriyle hızlı bir büyüme süreci başladı. Fred, işletmenin her aşamasında aktif olarak yer aldı ve Subway’in global bir marka olmasında büyük rol oynadı.
Fred DeLuca, Subway’in büyüme sürecinde yenilenmeye devam etti.
Rekabetin yoğun olduğu fast food sektöründe ayakta kalabilmek için sürekli olarak yenilikler yapmak zorundaydı. Ayrıca Subway’in sağlıklı yemek alternatifi sunan bir marka olarak konumlanması için büyük çaba harcadı. Bu strateji, Subway’in obezite ve sağlıksız beslenme eleştirileriyle karşı karşıya kalan diğer fast food zincirlerinden ayrılmasını sağladı.
Hayallerinden peşinden giderek başarılı bir hayat yarattı.
Frederick Adrian DeLuca, 2013’te lösemi tedavisi gördüğünü açıkladı. 2015’te ise hayata veda ederken dünya genelinde binlerce şubesi bulunan dev bir imparatorluk bıraktı.
Onun azmi, yenilikçi düşünceleri ve müşteri odaklı yaklaşımı, Subway’i küresel bir marka hâline getirdi.
Fred DeLuca’nın hikâyesi, küçük bir başlangıcın nasıl büyük bir başarıya dönüşebileceğinin en güzel örneklerinden biri.
Başarılarla dolu diğer içeriklerimiz: