Haber

Muharrem İnce: Seçimlerde bir hata yapmadık

Türkiye, 31 Mart yerel seçimlerini geride bıraktı.

Seçimlerden umduğunu bulamayan partiler iç hesaplaşmaya başladı.

Bu partilerin başında da Muharrem İnce’nin genel başkanlığını yaptığı Memleket Partisi geldi.

Ne diyeceği merak ediliyordu: Hata yapmadık…

İddialı girdikleri seçimlerde Türkiye genelinde yalnızca yüzde 0,16 oy alabilen Memleket Partisi’nde Muharrem İnce’nin ne diyeceği merak ediliyordu.

İnce, uzun bir yazılı açıklamayla partisinin yol haritasıyla ilgili açıklama yaptı.

İnce partisini değerlendirdiği açıklamada, “Seçimlerde bir hata yapmadık. Adaylarımız, söylemlerimiz ve siyasetimiz doğruydu.” ifadelerini kullandı.

“Masraflarımızı kısacağız, parti binalarını küçültüp dijital platformlarda varlığımızı artıracağız”

Sözlerine devam eden İnce, masraflarını mümkün olduğunca kısma kararı aldıklarını da duyurdu.

Parti binalarını küçültüp dijital platformlara ağırlık vereceklerini belirten Muharrem İnce, “Masraflarımızı mümkün olduğunca kısma kararı aldık. Zaten iletişim olanaklarının bu kadar arttığı dijital çağda siyaset yapmanın araçlarının da değişmesi bir zorunluluktur. Parti binalarını küçültüp, dijital platformlardaki varlığımızı artıracağız.” dedi.

“Herkes kendi penceresinden seçim sonuçlarını değerlendirmekte”

İnce, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“31 Mart 2024 tarihinde gerçekleşen yerel seçimlerin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Yıllardır dile getirdiğimiz iktidarın yanlış politikalarının ve hayat pahalılığının bir neticesi olarak milletimiz, oyunu AK Parti’nin karşısında en kuvvetli gördüğü adaylara vermek veya sandığa gitmemek suretiyle AK Parti’ye bir sarı kart göstermiştir. Her seçimde olduğu gibi bu seçimin sonuçlarına ilişkin farklı analizler, yorumlar yapılmaktadır. Herkes kendi penceresinden seçim sonuçlarını değerlendirmektedir. Bizim değerlendirmemize gelince:

“Kutuplaşma demokratik renkleri yok etti ve sistemi iki başlı hale getirip katılımın düşük olduğu Amerikan tipi demokrasiye çevirdi”

Seçimlerde bir hata yapmadık. Adaylarımız, söylemlerimiz ve siyasetimiz doğruydu. İl, ilçe, belde demeden uzak yakın demeden güçlü olduğumuz bütün yerlere gidip adaylarımızı destekledik. Halkın gerçek sorunlarını, geçim sıkıntısını dile getirdik. Sadece sorunları değil çarelerini de söyledik. Kutuplaşan siyasette seçmen en istediğine değil, en istemediğinin karşısındaki en güçlü adaya oy verdi. Kutuplaşma demokratik renkleri yok etti ve sistemi iki başlı hale getirip katılımın düşük olduğu Amerikan tipi demokrasiye çevirdi. En fazla oyu alan parti yüzde 38, sonraki parti yüzde 36 alırken üçüncü parti yüzde 6 alıyor. Yani seçmenler kutuplara doğru çekilmiş, istediği adaya değil en istemediğinin karşısındakine oy vermiş görünüyor. Bu kutuplaşan siyasette demokratik ve adil bir yarış söz konusu olmamıştır. Merkezi iktidar, devletin her türlü kaynağını kullanmış, yerel yönetimler de belediyelerin kaynaklarını kullanmışlardır. Yapılan propaganda ve reklam harcamaları -milletimiz bilsin ki- kendi cebinden çıkmıştır ve maalesef o cebe geri dönmeyecektir.

“Memleket Partisi kendi üyelerinin desteği ve bağışları ile bugüne kadar var olmuştur”

“Gerçekte aynı siyasi partinin altında bir arada bulunması mümkün olmayan aktörler, siyasi tavırlar ve söylemler riyakarca bir arada durmakta”

Kutuplaştıran bu siyaset sonucu, aslında siyasetin başat aktörü olan siyasi partilerin duruşları da bozulmakta, istemedikleri halde marjinal sayılabilecek siyasi aktörlere hak etmedikleri mevkiler verilmektedir. Yaşanılan siyasi çelişkiler üç maymunu oynayarak görmezden gelinmektedir. Gerçekte aynı siyasi partinin altında bir arada bulunması mümkün olmayan aktörler, siyasi tavırlar ve söylemler riyakarca bir arada durmaktadır. Bu görüntü siyasete olan güveni zayıflatmakta, dürüst düzgün vatandaşın siyasete mesafe koymasına neden olmaktadır. Amerika’nın siyasal sistemi gibi iki başat partinin etrafına kilitlenen siyasi sistemin Türkiye’de demokratik ölçütlere göre işlemesi mümkün değildir. Çünkü Türkiye’de bağımsız bir yargıdan ve yasama yürütme organları arasında belirgin bir ayrılıktan söz etmek mümkün değildir. Dolayısıyla demokrasimizin varlığı açısından bu sistemin değişmesi şarttır.

“Yürüdüğümüz yolun ve durduğumuz yerin doğru olduğunu biliyorum”

Memleket Partisi kurulduğu günden beri sadece doğruları söylemiş, söylediklerinin de doğru olduğu zaman içinde ortaya çıkmıştır. İktidardaki partiye ve başkanına en sert eleştirileri yaparken muhalefete de uyarı ve eleştirilerini yapmıştır. Türkiye’yi mahkum edilmeye çalışıldığı bu iki kutuplu ve kişiliksiz siyasi ortamdan çıkarmak için 3. Yol çağrısı yapmıştır. Bu çağrının her kesimden gençler tarafından coşku ile karşılanması ve sahiplenilmesi en büyük umudumuzdur. Çağrımızın yerel seçimlerde yukarıda anlattığımız kutuplaşma ikliminin doğal bir sonucu olarak tabelaya yansımamış olması karşılık bulmadığı anlamına gelmemektedir. Ömrünü siyaset ile geçirmiş biri olarak şunu bütün samimiyetimle söyleyebilirim ki sokakta hiçbir siyasinin karşılaşmadığı kadar farklı kesimlerden gördüğüm ilgi ve sevgiyi hem partimiz hem Türkiye açısından çok kıymetli buluyorum. Yürüdüğümüz yolun ve durduğumuz yerin doğru olduğunu biliyorum. Ülkemiz için, çocuklarımızın geleceği için doğru şeyler yaptığımızı biliyorum. “İyi işin alameti gönlün emin oluşudur” derler. Gönlümüz yaptığımız işten emindir. Dolayısıyla bundan vazgeçecek değiliz. Millete küsecek, kızacak değiliz. Nefesimiz olduğu sürece milletimize doğruları söylemeye, yanlış gördüklerimizi dillendirmeye devam edeceğiz. Kötülerin kazanması için gerekli olan tek şey iyilerin hiçbir şey yapmamasıdır. Biz hiç bir şey yapmayanlardan olmayacağız.

“Gençlerle ve kadınlarla olan bağlarımızı güçlendireceğiz”

Hazine yardımı, belediye avantası, müteahhit payı almayan, sadece üyelerinin bağışları ile ayakta duran bir parti olarak masraflarımızı mümkün olduğunca kısma kararı aldık. Zaten iletişim olanaklarının bu kadar arttığı dijital çağda siyaset yapmanın araçlarının da değişmesi bir zorunluluktur. Parti binalarını küçültüp, dijital platformlardaki varlığımızı artıracağız. Partimizin karar alma mekanizmalarını daha fazla dijitalleştireceğiz. Gönlü bizimle olan gençlerin, kadınların partiye daha fazla katılımını sağlayacağız. Gençlerle ve kadınlarla olan bağlarımızı güçlendireceğiz. Siyaset sahnesindeki varlığımızı güçlendirerek sürdüreceğiz. Deprem ile ilgili uyarılarımızı yapacağız, gıda güvenliğini dile getireceğiz. Eğitim sistemindeki sorunları, sağlık sistemindeki zaafları, trafik karmaşasını, yolsuzlukları, adaletsizlikleri, yoksulluğu, sığınmacıları, su sorununu siyasetin gündeminde tutmaya devam edeceğiz. Atatürk’ün yolunda; Akıl, Ahlak ve Adalet demeye inatla ve ısrarla devam edeceğiz. Türkiye’nin çoban ateşini söndürmeyecek, yaşama sevincini ve geleceğe olan ümidimizi hep canlı tutacağız.”

habergerede.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu